Yalancı bir insan tehlikelidir. Kendi
yalanlarına inanan bir insan daha tehlikelidir.
Hepimizin “söz”lere,
“kelime”lere ihtiyacı olur. Ardını arkasını, doğrusunu
yanlışını sormayız. Hemen inanır; sarılırız sözcüklere...
Yalnızca o an kurtarır, rahatlatır bizi kelimelerin afyonu. Her
şey ayılana kadardır...
Suç ne söyleyen dildedir, ne duyan
kulakta... Biz, yalnızca ilacımızı seçeriz cümlelerin içinden;
adı en güzel olan ilacı... Yuttuğumuz hapların haddi hesabı
yoktur. İçtiğimiz şuruplar mideler dolusu... Biraz da olsa
uyuyabilmek için en etkili kapsüldür “yalan” aslında...
Yalanlar kanınıza karışana kadar
bekleyin; işte ondan sonra geriye dönüş yoktur. Bağımlılık
içinde itaat etmeye başlarız sözcüklere. Deve-cüce oynayan
çocuklar kadar şen, boyun eğeriz komutlarına yalan dillerin. Oysa
ki dillerin günahı yoktur, duyan kulakların da...
Yalanlara inandığımız gün,
yalanların yarattığı bir yalan oluruz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder