VBB

3 Eylül 2013 Salı



   Bir köprüden geçiyoruz; ne başı ne sonu belli...

   Kocaman taşlar dikmişler iki yanımıza; sütun desem değil, mezartaşı desem değil... Geçit resmini andırıyor bu yürüyüş. Köprünün iki yanından görünen deniz kudurmuş; dalgalar yakalasa bizi yutacak!
   Bir rüyaydı belki huzur; şiirlere tema yaptığımız... Bir hayaldi belki o uzak ülkeler... Ama efsunlanmıştı bir kere bu başlar, dönemezdi bir daha geriye... İlerledik, daha da ilerledik karanlıkta; o isimsiz yerlere...

   Bir resim görüyorum yağlıboya; yemyeşil bozkırda hayalden atlılar... Binicisi kim? Sen miydin yoksa dağlara hücum eden son atlı? Sen miydin yoksa kızıl günbatımlarına ferman taşıyan son ulak? Bilemeyeceğim...

   Yalnız, şunu bileceğim: “İyi adamlar, iyi atlara bindiler ve gittiler...”

   ... Ve sen de gittin atlayıp rüzgarın doru atına bir Aralık vakti...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder