Zamanı durdurabilir misin ey derviş?
Dört nala koşan yılları yakalayabilir misin kementinle?
Sahraların sırrına ermiş bir
bedevi gibi sessizce oturuyor toprak; oysa üzerinden kaç çağ, kaç
nesil geçiyor, haberi yok... Medeniyetler yıkılıyor, yerlerine
medeniyetler kuruluyor... Çağlar kapanıyor, çağlar açılıyor...
Saatin her vuruşuyla birlikte yeni isimler hükmediyor zamana.
Geçmiş zamanın gözleri kapanıyor; yeni bir zamanın gözleri
açılıyor...
Ey derviş, sanma ki tarih tekerrür
ediyor... Kendini tekrarlayan sadece hatalardır. Yanlış insanlar
doğarken, yine doğru insanlar ölüyor... Bir saray yıkılırken,
yerine köksüz bir gecekondu dikiliyor... Eski bayraklar
yırtılırken, yerinde yenileri dalgalanıyor...
Biz yalnızca izliyoruz zamanın
yarış atlarını. Ağzımızda budalaca bir şaşkınlık,
dilimizde tükenen sözler... Belki birkaç büyük şair çıkıyor,
halimizi bize anlatıyor usanmadan. Alkışlar kopuyor gökyüzünde.
Sonra sözcükler tılsımını yitiriyor... Ve biz uyumaya devam
ediyoruz...
Geçmişi geri getirebilir misin ey
derviş? Tarihi aynen tekerrür ettirebilir misin? Yapamıyorsan
bile, birkaç mısra şiir oku bari... Belki Fuzuli'den, Yesevi'den,
Akif'ten...
Tanrı'nın gerçekleri biz
insanlara ninni gibi gelsin... Ve biz uyumaya devam edelim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder