Kaçak nefes alıyoruz, korkarak...
Babalarımızdan bize miras kaldı
yaşamak; kaçak göçek...
Ey Bilge-Kam, hani derler ya “çok
mutluyum”... Söyle bana, mutluluk nerede?
Ey asırlardır kayaların
oyuklarında yaşayan bilge!.. Söyle bana, kalp yaşarken de durur
mu? İnsan ölmüş de farkına varmamışsa bu onun suçu mu? Anlat
bana, ruhun doğumunu ve ölümünü anlat. Anlat; ruh nerede, kalp
nerede?
Badana kokan duvarlarda yazın
rengi... Boyalar sanki duyguların dili... Siyah nerede? Beyaz
nerede?
Ey Bilge-Kam, cehennem dedikleri
neresi? Anlat bana, orada ateş hiç sönmezmiş. Cennet dedikleri
neresi? Orada yaşam hiç bitmezmiş.
Bu boşlukta, bu ıssızlıkta
yürekten bir ses çıkmıyor. Ruhumuzun ritmi durdu mu ne... Belki
de kaybettik kendimizi, ruhumuzu... Nereden geldiğimizi bile
unuttuk.
Şimdi, sen söyle ey Bilge-Kam!..
Yürek neresi? Ötüken neresi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder