VBB

11 Eylül 2013 Çarşamba

Sözün namusu




   Günlük tutarken bile yalan söylüyorsun ey şair... Gerçek “ben”i itiraf etmeye, belki de kimseciklerin göremeyeceği şu kağıda yazmaya bile cesaretin yok. Sen yazarken bile korkaksın!..

   Kalem, gerçeği aydınlatan ışık olmalıdır. Sen ise onunla gerçeği maskeleyip süslüyorsun. Oysa ki gerçek daha yalın, daha katı ve daha basittir. Sen, en basit gerçeği bile dile getiremedin; bari izin ver de kalemin adını kurtarsın... Yok, o kadarına bile cesaretin yok... Senin yenmiş tırnaklarınla, titrek ve çarpık parmaklarınla o ellerin, gerçeğin katibi kalemi tutmaya layık değil!..

   Sen, hep duvarlara toslamaya mahkumsun ey şairimsi!.. Sen, kendi yarattığın labirentte kaybolmaya mahkumsun ey kalemsiz katip!.. Gerçek “ben” ne zaman karşına çıksa, aynalardan bile kaçıyorsun. Kilitli kapılar ardında güvende olacağını sanma; çünkü korkunun delemeyeceği duvar yoktur...

   Şiirlerin bile sahte senin ey şaircik!.. Yazdığın her şey hoşa gitsin istiyorsun. Oysa ki hakikat, hiçbir zaman hoşa gitmez. Gerçekler hiçbir zaman yüzleri güldürmez. Gerçekleri söyleyenler asla sevilmez. Bu yüzden sen, yalanlarınla, maskelerinle, duvarlarınla, sandıklarınla; bir şair değil ancak bir şairimsisin!..


   Ruhun kararmış, aklın düşünemez olmuş... Kaleme söz geçiremiyorsun; korkak ve titrek ellerin dürüstlükten çok uzak. Ey neci olduğu belli olmayan, sen düşünürken bile korkaksın!..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder