Çam kozalakları gibi alev almış
yıldızlar; göğe tutunmuşlar görünmez dallarıyla...
Ayrı dünyalardan gelip tek bir
kolda birleşiyor nehirler... Gürül gürül akan bir şiirin
içinde, her hecenin anlamı başka...
Rüzgara kendini kaptırmış bir
kuş gibi, açmış kanatlarını Şaman... Ulu göğün
bulutlarından, farklı manalar çıkarmaya çalışıyor. Yağmur
taşıyan bulutlar, birbirine tos vuracakmış gibi uzatmışlar
başlarını... Şimşekten oklarını çekmişler rakiplerine. Öyle
bir gürültü çıkarıyorlar ki, Moğol ordusunun oklarını
aratmıyorlar.
Akıp yolunu bulan sular gibi yolunu
arıyor Şaman... Kuytularda ihtiyarlığın sessizliği, kayalara
kazınmış yüzyıllar... Davulun tokmağını kıskandırıyor
yıldırımlar... Gümbür gümbür çakıyor zamanın durmayan
saati... Durmuyor yine; işliyor...
Yapraklarını dökmüş ağaçlar
gibi boynu eğri Şaman; senin yaşın kaç? Gözündeki mananın
farkına varabilsek, sorar mıyız hiç yarını... Tüm bu
suskunluğun bitecek bir gün, biliyorum. Tüm yaban sesler susacak.
Konuşacak yine, çağlayacak dilin...
Biliyorum, ışıklar yükselecek
dağların ardından... Duyuyorum asırların sesini şimdiden...
Duyuyorum; “uzaklarda bir yerlerde türküler söyleniyor...”
Çok güzel, başarılar.
YanıtlaSilteşekkürler:)
Sil