VBB

4 Ekim 2013 Cuma

Elçiye zeval olmaz...



   Elçiye zeval olmaz bilirim ey gece!.. Seni suçlamayacağım bu sefer, hayır... Seni suçlamayacağım; bugün için ne hakimim ne savcı...

   Biliyorum, elçiye zeval olmaz. Biliyorum, sen bir elçisin ey gece; yalnızca gündüzün çilesini taşıyan bir elçi... Hüznün elçisisin en koyusundan; soğuk gece yarılarının bekçisi en kuytusundan...

   Bize yapabildiğin tek iyilik, yıldızları yakmaktı kandil kandil... Her gece vakti gelince, çökerdi bir sessizlik sokakların ortasına. İnsanlar çekilirdi caddelerden; yerlerini ıssız bir soğuk alırdı. Duvar diplerinde birikmiş çöpler bile üşürdü sokak kedileriyle birlikte...

   Sen dolunaya ışık ısmarlardın yalnızlar için, ama hep sevgililer üstüne alınırdı. Yıldızlara hep güzel kadınların adı verilirdi. Oysa ay ve yıldızlar, gecenin ve yalnızlık çekenlerin kardeşiydi. Onlar, ölüleri ve dirileri beklerdi her karanlık çöktüğünde. Vardiyaları birkaç saatlik yoğun bir çalışmaydı. Hele kışları, hele soğuklar çökünce daha da zordu dayanması...

   Biliyorum ey gece; seni suçlamayacağım... Bu düşüncelerin de heyulaların da suçlusu sen değilsin. Şu üstümüze ölümden beter çöken yaşam derdi suçludur; sen değilsin...

   Sen evsizlerin ve sokak köpeklerinin yoldaşısın, ayın ve yıldızların öz kardeşi...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder