Derdim caddelerden büyük; gez gez
bitiremedim şehri...
Atı olmayan bir göçebeyim
yirmibirinci yüzyılda... Ayakkabılarım yırtık, sökük. Üstte
yok başta yok... Dağlar yerine gökdelenlere haykırıyorum. Yel
değirmenleri yerine gri duvarlara tosluyorum her yerde...
Uçmanın sihri kalmamış; yere
konabilmekte marifet... Demir kanatlı ejderhalar sarmış dört bir
yanı... Gürültü o kadar çok ki kendi sesimizi duyamıyoruz.
Keşke boş midelerin de sesi gelmese, dolu vicdanlara...
Geceleri, gündüzlerden de aydınlık
yapmışız. Ruhlarımız ise hala kör karanlıklarda... Sesimiz
dünyanın öbür ucuna ulaşıyor, ama yüreklere duyuramıyoruz.
Beton kalelerimizin burçlarında ne bir bayrak, ne bir alem...
Kimliksiz, inançsız bir iskelet ordusuyuz şimdi... Kimimizde günah
şehrinin fetih hayali, kimimizde haram ganimetler...
Yalanın bile bir haysiyeti
olmalı... Namertler mertleri ezer olmuş. Köpekleri alkışlayan
alkışlayana!.. Çirkef arenasında, masumiyet ile adalet
dövüştürülüyor; kazanan hiçbir zaman biz olmayacağız...
Söyleyeceklerim şehirlerden büyük;
uyu uyu bitiremedim rüyaları...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder