VBB

7 Ekim 2013 Pazartesi

Uzakların türküsü



   Çam kozalakları gibi alev almış yıldızlar; göğe tutunmuşlar görünmez dallarıyla...

   Ayrı dünyalardan gelip tek bir kolda birleşiyor nehirler... Gürül gürül akan bir şiirin içinde, her hecenin anlamı başka...

   Rüzgara kendini kaptırmış bir kuş gibi, açmış kanatlarını Şaman... Ulu göğün bulutlarından, farklı manalar çıkarmaya çalışıyor. Yağmur taşıyan bulutlar, birbirine tos vuracakmış gibi uzatmışlar başlarını... Şimşekten oklarını çekmişler rakiplerine. Öyle bir gürültü çıkarıyorlar ki, Moğol ordusunun oklarını aratmıyorlar.

   Akıp yolunu bulan sular gibi yolunu arıyor Şaman... Kuytularda ihtiyarlığın sessizliği, kayalara kazınmış yüzyıllar... Davulun tokmağını kıskandırıyor yıldırımlar... Gümbür gümbür çakıyor zamanın durmayan saati... Durmuyor yine; işliyor...

   Yapraklarını dökmüş ağaçlar gibi boynu eğri Şaman; senin yaşın kaç? Gözündeki mananın farkına varabilsek, sorar mıyız hiç yarını... Tüm bu suskunluğun bitecek bir gün, biliyorum. Tüm yaban sesler susacak. Konuşacak yine, çağlayacak dilin...

   Biliyorum, ışıklar yükselecek dağların ardından... Duyuyorum asırların sesini şimdiden... Duyuyorum; “uzaklarda bir yerlerde türküler söyleniyor...”


2 yorum: