VBB

3 Kasım 2013 Pazar

büyümek neyse...



Öylesine böylesine bakmadık;
Öyle baktırdılar, böyle baktırdılar.
Hayatı tutarken elimizle,
Bıraktırdılar...

Abbas Sayar

* * * * *


   Çok iyi hatırlıyorum; birbirimize korkunç hikayeler anlatırdık geceleri. Beş on çocuk toplaşır, karanlığa dair, hayaletlere, hortlaklara dair hikayeler uydururduk. Her birimiz ayrı bir hikaye sallardık işkembeden. Yine de herkes inanırdı her anlatılan şeye...

   Hikayeler, gece yatağa girince gerçeğe dönüşüverirdi. Cama çarpan ağaç dalı, rüzgardan kalkan perde, gıcırdayan kapı, pencere kenarında dolanan kedinin ayak sesleri... Küçücük hayal dünyamızda, her küçük ayrıntı daha da büyürdü. Yorganı başımıza çeker, uykumuzun gelmesi için Allah'a dua ederdik. Zaten bütün korkular da güneş doğana kadardı...

   Her geçen yılla birlikte, insanın yaşına bir yaş daha ekleniyor. Sayılar büyüdükçe, çevremizdeki her şey küçülüyor adeta... Sonra, hayal gücümüz de küçülüyor. Yıllar yılı devamlı küçülmeye devam ediyor; ta ki yok olana dek... En sonunda, geceleri karanlıktan korkmamaya başlıyoruz. Yeri geliyor, dualarımızı bile unutuyoruz endişelerimizle birlikte... Belki de yıllar sonra anlıyoruz, korkmanın ne güzel bir şey olduğunu...

   Yıllar sonra, yağan yağmura da şaşırmıyoruz, düşen kara da... Çizgi filmlere de gülmüyoruz... Hislerimizi, ağaç dallarını budar gibi tek tek koparıyorlar sanki... Her şeye alışıyoruz en sonunda; ölümlere bile...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder