Tanrısızlık diye bir şey yoktur.
İnsanoğlu daima bir ilah bulmuştur kendine. Taştan putlar dikmiş,
kütükten ilahlar oymuş... Yetmemiş gökteki güneşe tapmış,
aya tapmış... Gün gelmiş, halkları kılıcının gücüyle
ezenler kendilerini ilah ilan etmişler... İnanılan tanrının adı
ve özelliği değişmiştir, ama varlığı daima sabit kalmıştır...
Bugünse “para” denen yüce bir
ilah, dünya insanlarını etkisi altına almıştır. Peygamberi
kimdir bilinmez ama, inananları giderek çoğalmakta. Adına “banka”
dedikleri mabetleri var. Oradaki papazlar, insanları bu yola
çevirmek için imanla çalışıyor. Televizyonlarda, gazetelerde
devamlı misyonerleri konuşuyor; insanları bu dine özendirmeye
çalışıyor. Bir kitapları yok. Yazılı olmasa da tüm
inananlarının yüreklerinde duydukları ve tekrarladıkları kutsal
kaideleri var.
Her dinin, vadettiği bir cenneti
vardır; bir de cehennemi... Bu dinin cenneti de cehennemi de bu
dünyadadır. İnsanlar, odununa “borç” dedikleri dumansız bir
ateşte yanar dururlar. Buradan kurtulmanın tek çaresi, borca borç
katmaktır. Bu dinin ilk farzı; para kutsaldır ve onu kazanmak için
her yol mübahtır...
Her dinde olduğu gibi bu dinin de
yüzyıllar içinde mezhepleri oluşmuştur. En çok taraftar
toplayanları; Emperyalizm, Kapitalizm, Siyonizm gibi farklı isimler
almış oluşumlarıdır... Bunların en büyük gücü, “Yüce
Para”ya tapan, şuursuz milyonlardır.
Dinler tarihiyle ilgilenenler, bence
bu yeni dini de araştırmalılar. Bu gidişle Yahudilerin Yehova'sı
da, Hristiyanların Kutsal Baba'sı da, Uzak Doğu'nun Buda'sı da bu yeni tanrının gölgesinde
kalacağa benziyor...
* * * * *
Bu ironiden Yüce Allah
tenzih edilir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder