VBB

17 Ağustos 2013 Cumartesi

Medeniyet dediğin...

Biz şımarık çocuklarıydık babamızın;
Tek derdimiz, koşup oynamaktı bahçelerde...
Bir gün demir dişli bir canavar girdi düşüncemize ve oynadığımız neyimiz varsa söktü götürdü...
Yeşilliklerin yerinde gökdelenler, çocukların yerinde otomobiller bitti.
Otomobiller koşuşmaya başladı artık oyun alanlarımızda, kendilerince...

Yozlaşmış bahçemize medeniyet pınarı akmıştı sanki:
Gri duvarlar, gri yollar, gri gökyüzü, gri çehreler...
Medeniyet çiftliğinin damızlık işçisiydi artık herkes; anne, baba, çocuklar...
Giyinin renk renk tulumları!..
Bıyıklı adamlar, bıyıksız adamlar, güzel kadınlar, çirkin kadınlar, zengin adamlar, fakir adamlar... Giderler bir aşağı bir yukarı...

İnsan aklı bu ya!.. İndirdik gökteki mağrur tanrıyı, tıktık cam fanusun içine!.. İzledik, alay ettik akşam sabah...

Kazandığımız kağıtların üstündeki rakamlar değerince sevdiler bizi...
Rakamlar arttıkça uzadı boyumuz, gürleşti sesimiz...

Sanıyorduk ki dümen bizim ellerimizde!..
Biz Tanrı'yla, Şeytan bizimle, Tanrı hepimizle alay ediyordu!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder