VBB

24 Ağustos 2013 Cumartesi

Gerçek masallar...



Masallar insanlar içindir... Yaşı kaç olursa olsun herkes bazen duymak ister; yalnızca duymak istediklerini...
İnsanların masallara ihtiyacı vardır, inanmak için... İnsanların şiirlere de ihtiyacı vardır, arada sırada avunabilmek için... Şarkılara herkesin ihtiyacı vardır, duymak istediği sesleri işitmek için... Bu yüzden insanlar masalları, şiirleri, şarkıları severler ama yazarları kimse sevmez... Yazarlar hep yalnızdır, kimsesizdirler bir köşede...

Aslında acımasız bir kısır döngüdür bu; yazarlar yalnızlıktan yazmaya başlarlar, diğer insanlar da yalnız oldukları için okumaya...

Ağaçlar gibidir yazarlar... Herkes bir elma koparır ama kimse dönüp de ağaca teşekkür etmez!.. Çünkü “bu onun görevi”dir!.. Ağaç meyve vermezse başka ne işe yarar!..

. . . . .

İnsanlar yaşı ilerledikçe daha da ihtiyaç duyarlar masallara; daha da sarılırlar şarkılara... Masallar onlara “ab-ı hayat” der; şarkılarsa “nerede o gençlik!..”

Yoksa sanat bir kandırmaca mıdır? Bir avuntu mudur? Teselli midir hem okuyana hem yazana... Yoksa sadece herkesin dilediğini gördüğü boş bir duvar mı?

Sanatçı yalnızdır, cebi deliktir... Çünkü bu işin doğası böyledir!..

Her ruh bir antlaşma yapar Tanrı'yla... Bu yeteneği seçenler, dünyada hep kimsesiz kalacaklar ve hep dışlanacaklardır!.. Ta ki öldükleri güne kadar!..


Eğer o kişi gerçek bir sanatçıysa, öldüğü zaman sanatının üstündeki perde kaldırılır ve insanlara gösterilir... Böylece gerçek sanatçı öldüğü zaman ancak sanatı doğmuş olabilecektir!..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder