VBB

30 Ağustos 2013 Cuma

Baba ve oğul



   Bir zamanlar uzak bir ülkede, hırslı bir genç varmış... Genç, babasını hiç beğenmez, onun her hareketinde olumsuz ve gülünç bir yan bulurmuş. Babasının “artık eskimiş olduğunu” düşünür ve “asla onun gibi olmayacağını” söylermiş... Bu genç, daima zavallı babasından çok daha akıllı, zengin ve mutlu olacağını düşünürmüş. Babasının bu hayatta yapmış olduklarını aşağılar ve tümünü bir hatalar zinciri olarak görürmüş.

   Bu hırslı genç yıllar sonra, aynı babası gibi bir adam olmuş... Babası ölmüş olmasına rağmen, o sanki bir miras gibi babasının varlığını devam ettiriyormuş. Tabi farkında olmadan!..

   Derken bir gün yanına kendi oğlu gelmiş ve adama: “Baba, ben senin ve dedemin yaptığı işi devam ettirmeyeceğim... Ben çok daha zengin ve saygın biri olacağım. Artık seni terk ediyorum” demiş... Kapıyı vurup evi terk etmiş...
   Yıllar sonra, evi terk eden oğul geri dönmüş... Baba, hiçbir soru sormadan, dönen oğluna kızmadan ve onu yargılamadan yanına geri kabul etmiş. Birlikte ata mesleğini yapmaya devam etmişler...

. . . . .

   Böylece nesiller boyu her oğul babasına isyan etmiş, baş kaldırmış... Babalarına benzememek için oğullar evlerini terk etmiş. Kaçmışlar, farklı yerlerde, farklı işlerde vakit harcamışlar... Amma velakin her oğul, babasına benzemek zorundaymış...

   Kendilerini dünyaya getirmiş bu adamlara ne kadar kızsalar da sonunda onların bir parçası olduklarının farkına varırlarmış...

   
   ... Ve her oğul, kendisi de baba olduğunda şunu anlarmış: “Dünyanın en mükemmel babası benim babamdı ve dünyada olabilecek en iyi şey onun gibi olabilmekti!..”



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder