Damarlarından kanalizasyon geçen bir
şehirde, gecenin bir vakti uyanırsın... Günahkar her şey, derin
bir sessizliğe gömülmüştür. Hiç birinin uyuduğunu zannetme!
Karanlığı tükürükleriyle boğmaya hazırlanıyor kaltak
zamanenin moda piçi!..
Fikret'in sisler içindeki şehri
şimdi nerde? Burada her şey uluorta sahneleniyor... Gizli kapaklı
olan tek şey namus; çünkü ben göremiyorum... Herkes gırtlak
gırtlağa gelmiş; “ekmek kavgası” denen bir televizyon
programı açık beyaz camda. Tüm bu kağıt kapmacalar, gerdan
kırmacalar, ölü seviciler... Hepsi, hepsi meydanda... Ama sen yine
sakin ol e mi?
Gırtlağına basılmış tarihin...
“Doğruyu söyle” diyerek yalan söyletiliyor. Medeni
maymunlar fink atıyor tahtadan oyuncak atlarıyla... Son
neandertaller sahne alıyor kurgulanmış oyuncuklarında...
Tükürüyorlar “mabedinin göğsü”ne!.. Ama sen yine
güleç ol e mi?
Şehir ve insanlar; “tüm bu
gördüklerin birer karikatürden başka bir şey değil...”
Katilleri görüp sus; ta ki sevdiğin biri öldürülene kadar...
Hırsızları görüp sus; ta ki bir gece vakti evine girilene
kadar... Namussuzları görüp sus; ta ki birgün namusuna el
kaldırılana kadar... Sen şimdilik sus, sus ki sular bulanmasın...
Ağzımızın tadı kaçmasın... Birileri kışkırmasın... E mi?
Sen şimdilik sus... İstersen
ilelebet sus, konuşma... Ben; “tiyatro bitti, beklemeye lüzum
görmüyorum...” Sen istersen
bekle e mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder